top of page

Rüya Kavramına Bakış

  • Berat Keskin
  • 5 Şub 2023
  • 3 dakikada okunur

ree

Rüya konusu yüzyıllardır bireylerin ilgisini çekmiştir. Sadece bireylerin hayatlarında değil, kültürlerde, mitolojilerde, romanlarda, sinemada da kendisine yer bulan bir konudur. Bu yazıda ise rüya kavramına detaylı bir bakış atacağız.


Rüyalar bireyin uyuduğu, bilincin kapalı olduğu sürede ortaya çıkar. Bilinç kapalı olduğu için de rüyalar bilinçten gelmez, bilinç seviyesinde değillerdir. Rüyalar bilinç dışından bilince ulaşmaya çalışan bilinç dışına ait ürünlerdir. Bu yüzden analitik ekolle çalışılan terapilerde ve analizlerde önemli bir yer tutarlar. Çünkü analitik terapi ekolünde bilinç dışı malzemelerle çalışılır. Terapist bu malzemeleri danışanın çağrışımları eşliğinde yorumlar, bilinç düzeyinde bir anlam ve yer bulmasına, anlamın ise içselleştirilmesine yardımcı olur.


Peki nedir rüyaları bu denli önemli yapan?

Rüyalar bilinç düzeyinden gelmez. Bireyin zihninin derinlerinden gelir. Bireyin kendisinin dahi farkında olmadığı anlamsal bağlantılar ve bilgiler taşırlar. Anlamsal olarak dönüştürülememişlerdir, ancak gizlenmişlerdir.

Bilince hatırlama aracılığı ile ulaşmış ve anlamlandırılmayı bekleyen bilinç dışının gönderdiği mesajları taşır rüyalar. Bireye dair bu anlamsal bağlantılar ise direkt olarak bakıldığında görülmezler. Çünkü görüldüğü takdirde bastırma mekanizmasının hezimetine uğrayıp bastırılacağı, dolayısıyla unutulacağı için taşınan anlam genellikle sembolizm kullanılarak gizlenir. Bu yüzden rüyalar hatırlandığında izlenimsel olarak ‘saçma, anlamsız, veya basit’ görülebilirler. Ancak hemen hemen hiçbir rüya anlamsız değildir. Rüyalar kurgulanırken her ne kadar gündelik hayattan, bireyin düşüncelerinden veya yaşanan olaylardan etkileniyor olsa da anlatılmak istenilenler gündelik düşüncelerin taşıdığı anlamlarla sınırlı değildir. Bunlardan daha derin ve daha zengin malzemelere de ev sahipliği yapabilir. Rüyalardaki mekanlar, kişiler, objeler, renkler ve olaylar tesadüfi olarak kurgulanmazlar. Rüyadaki her detayın bir anlamı olabilir. Her detay da anlatılmaya çalışılanın anlamlandırılmasında yardımcı olabilir. Bu yüzden rüya çalışmaları detaylı çalışmalardır.

Bireyin rüyalarını kendi başına analiz etmesi ise birey bir terapist değilse pek mümkün değildir. Ancak terapi sürecinde rüyalara nasıl bakıldığını gören danışanlar gördükleri diğer rüyalar hakkında fikir sahibi olabilir.

Rüyalarda görülen ortak semboller de vardır. Örneğin suya dair, deniz, havuz, okyanus, nehir gibi alanlar rüyalarda ortak görülebilir. Yılan, ve yılan formuna sahip canlılar, objeler de bireylerin rüyalarında kendilerine yer bulurlar. Gemi, uçak, araba, tren gibi hareket edebilen nesneler de rüyalarda görülmektedir. Doğum, ölüm, vurulma, yaralanma gibi eylemler de ortak görülen eylemler arasındadır. Ortak görülen bu eylemler, alanlar veya nesneler kendi gruplarında belli bir anlamı çağrıştırsalar da, bireylerin rüyalarında kazandıkları anlam, ve bireylerin bu nesnelere veya alanlara yaptıkları çağrışım rüya analizinin gidişatını belirler. Dolayısıyla genel geçer anlamlarla rüya yorumlamak bireyin iç dünyasının tam anlamıyla yansıtılmasına yetmez. Bireyin her bir rüyası, her rüyasının içerisindeki her nesne o rüyaya göre değerlendirmelidir ve bu değerlendirme sırasında bireyin içerisinde bulunduğu duygulanım, hayat koşulları, güncel şikayeti veya terapi sürecindeki güncel olarak konuşulan konular dahi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yüzden hazır ve basma kalıp bir yorumlama yaklaşımı rüyaların taşıdığı derinlik, özgünlük, ve zenginliklere haksızlık olacaktır.


Terapi sürecinde, bir rüyanın hatırlanması ve yorumlanması danışanın bilinç dışını harekete geçirebileceği için süreç içerisinde görülen rüyalarda ve rüyaların da hatırlanmasında bir artış olabilir.

Bir önceki yazımda da değindiğim üzere, rüyalarda sembolik bir dil kullanılır. Nesnelerin, mekanların veya alanların kazandığı sembolik anlamlar olur. Her nesne sadece kendi anlamıyla değerlendirilmez, bu nesneye yapılan çağrışımlar son derece kritiktir. Nesnelerin görüldüğü renkler dahi sembolizm barındırır. Bir nesnenin kırmızı olarak görülmesiyle, siyah görülmesi farklı anlamları doğurabilir.

Psikanalitik ekole göre rüyalar arzu doyumuyla ilişkilendirilmiştir. Ortaya çıkamayan, bilinçte yaratacağı etkilerden dolayı bilinç düzeyine gelemeyen arzular da rüyalar aracılığıyla hatırlanabilir, bu da bireye bir doyum sağlar. Ayrıca bireysel tecrübelerime göre, rüyalar bir sağaltım aracıdır. İçeride sıkışıp kalmış ve patlamaya hazır bir duygu, günlük hayatta kendisi gösteremediği için rüyalarda kendisine yer bulup, ortaya çıkıp, bireye geçici bir rahatlama şansını verebilir. Yani bastırılan bir duygunun ortaya çıkması, ve bu duygunun deneyimlenmesi de bireye doyum verir. Rüyalar ise bu durumu sağlayan araçlar olurlar.

Bazı rüyalar ise anlamlandırılamadıkları için tekrar tekrar, aynı tema içerisinde görülüp hatırlanabilir. Örneğin bazı bireylerin çocukluğundan beri gördüğü benzer rüyalar vardır. Bu rüyalar yorumlandığı takdirde birey bu rüyaları tekrar görmeyebilir, yani aslında birey bir döngüden de çıkmış olur.

Hiç rüya görmeyen bireyler ise gerçekten de hiç rüya görmüyor değillerdir. Bastırmaya maruz kalan rüyalar birey uyandığında hatırlanmayabilirler. Bu da rüyanın bastırma mekanizmasından kaçabilecek bir sembolizm içerememesinden veya bu kurguyu yeterince yapamamış olmasından kaynaklı olabilir. Aynı anlam, farklı bir kurgu içerisinde, farklı kişilerle, farklı nesnelerle ve tamamen farklı bir rüyaymış gibi bilinç dışından tekrar bilince gelebilir. Bu ise bizlere şunu gösterir, bilinç dışı malzemesi olan rüyayı bilince gönderirken farklı bir yol izleyerek sembolik anlamı derinleştirmeye ve bastırma mekanizmasından kaçmaya çalışıyordur. Bu yüzden rüyaları bir bulmacaya benzetebiliriz.

Rüyalar; bilince gelebilmek için çok iyi kurgulanan, önemli bilgiler taşıyan ve sembolizm açısından da son derece zengin olan birer bulmacalardır. Bu bulmacayı çözmek görece kolay değildir. Ancak çözümlendiği takdirde hem bireyin iç dünyasında hem de terapi sürecinin gidişatında büyük ve olumlu yankılar uyandırırlar. Olumlu kelimesini tırnak içerisinde kullanıyorum, çünkü rüyaların yorumlanmasıyla birlikte ortaya çıkan bazı bilgiler bireye üzüntü, acı, öfke gibi deneyimlenmesinin pek de haz edilmediği pek çok duyguyu da getirebilir. Halbuki bastırılan duygular ne olursa olsun, rüyalar aracılığı ile bilince gelmeye çalışıyorsa bireyin ruhsal sağlığı için gereklidir. O öfkenin, acının, üzüntünün veya ‘olumsuz’ pek çok duygunun deneyimlenmesine fırsat veriyordur. Hatırlanan ve anlamlandırılan bu duyguların deneyimlenmesinin ise uzun vadedeki etkileri ise olumlu olabilir.



 
 
 

Comentários


Görüş ve Önerileriniz için

Görüşlerin için teşekkürler!

© Tüm Telif Hakları Saklıdır, 2022

bottom of page